Öncelikle yorumu
DeLarge için yazıyorum, ama “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” yasasından
yararlanarak herkes gönül rahatlığı ile okuyabilir.
-İzleyici yasası madde 3: Bir izleyici, diğer izleyicileri etkileyebilecek, fikirlerinde değişikliğe sebebiyet verebilecek herhangi bir yazılı, görsel ya da işitsel yorumu yapmadan önce elinden geldiğince objektif davranmalıdır.- Not: yasayı ben uydurdum.
-İzleyici yasası madde 3: Bir izleyici, diğer izleyicileri etkileyebilecek, fikirlerinde değişikliğe sebebiyet verebilecek herhangi bir yazılı, görsel ya da işitsel yorumu yapmadan önce elinden geldiğince objektif davranmalıdır.- Not: yasayı ben uydurdum.
Yoruma başlamadan önce içerisinde Kerem gibi fiziksel özellikleri ile beni çılgınlıklara sürükleyen biri olması ve gecenin bilmem kaçında yazmaya çalışmama rağmen, kendi uydurduğum yasa gereğince elimden geldiğince objektif davranmaya çalıştığımı bilmenizi isterim.
Öncelikle bölüm hakkındaki yorumuma gelirsek
ZeyKer sahneleri gene az geldi, sanırım sorun bizde. Dizinin tamamı da ZeyKer
ile geçse bir kulp bulacağız gibi hissediyorum kendimi. Sahnelerden ziyade
kesinlikle düzelme olduğu kanısındayım. Belki bir çok kişinin aksine bu
yaşananların iyice batırılan ZeyKer aşkının küllerinden doğması için gerekli
olduğunu düşünüyorum. Hatta bölüm sonundaki hareketin bile… Normalde bölüm
sonuna çemkirirdim ama Hande’nin oyunculuğu sağ olsun içinden üzülürken,
dışarıda katı olduğunu bize gayet güzel geçirebildiği için onu Zeynep
karakterini anladım ve hak verdim. Yalnız tamamen sinemasal gözle yorum
yapacaksak her ikisinin de karakterinin liseliler ile uzaktan yakından hatta
üniversitelilerle bile alakası olduğunu söylemek ciddi göz problemi olduğunu
kabul etmektir. Neyse.
Aksel Melis sahnesine neremle güleceğimi cidden bilemedim. O acayip kavga sahnesinden bahsediyorum. Aksel’e giydirilmeye çalışan Amerikan Toff Guy imajı zavallı çocuğu o kadar çükübik yapıyor ki gözümde komik duruma düşürüyor. Sanırım sahne yazarken oyuncunun hangi role uyacağına bakmıyorlar ya da oyuncudan bi haberler. Üzgünüm ama Ozan’dan o rol çıkmaz. Ayrıca git gide sinirlerimi bozan bir tekrar var ki (bu kısmı benim şahsi meselem ama yazmadan edemeyeceğim) “Dayak yerken gerçekleşen Joker’i andıran gülümseme” . Efenim bu gülümseme çeşidi ki dayak yerken haz duyduğunu göstermek adına gerçekleşen bir sahne olmuyor, bu ekipte yapabilecek biri yok, Kerem’de de gördüm zerre etkilenmedim. –Belki de Joker performansı o kadar iyiydi ki onun kadar iyi olmadığında direk eliyorum sahneyi.-
Barış gereksizinin kardeş gibi yazlması!!!!!!! Gocaman bir çarpı, yorumum bu kadar. Barış’a bu yorum bile fazla. Melis’e de gerek yok bence zira Melis karakterini sevmem bu saatten sonra takıntılı biri olarak ancak ve ancak Zeynep bu kızı kardeş mardeş demeden katrana bulayıp yakarsa belki… -Böylede saykoyum, evet.- İ.E ve Y.T oyunculuğuna yorum yapmıyorum, dilerim kırkıncı fırın ekmeği yemeleri uzun sürmez ama mümkünse ben görmeden yesinler.
Neyse yahu asıl konuyu unuttum gittim. Hande ve Kerem performansları.
Zeynep Bora sahneleri: Eğer, hislerimin kurbanı olmuyorsam sadece ZeyKer istediğim için böyle yazmıyorsam kimse kusura bakmasın olmamış. Ama bu sahnelere olmamış dememin nedeni kesinlikle Hande- Kerem elektiriğinin daha yüksek olması yoksa oyunculuk açısından bir problem görmedim. Her zaman iki iyi parçadan iyi bir makine ortaya çıkmayabilir sanırım bunun gibi bir durum. Onun dışında Hande’nin Kerem’e kızıp bağırdığı sahne… Bu sahnedeki halini beğenmedim. Neden mi? Bana yavan geldi. Aşkları o kadar büyük ki Zeynep ne kadar güçlü görünmeye çalışırsa çalışsın içten içe yıkılmış olmalıydı ve Hande bağırırken sanki Zeynep değil de olayı olgunlukla karşılayan Hande bağırıyordu. O final sahnesindeki, o ZeyKer havuz simetrisindeki performansı bulamadım kimse kusura bakmasın. En azından ağlamaklı, gözleri dolu bağırsaydı. (gerçi senaryoda olmadan bunu yapmaya hakkı var mı bilmiyorum.)
ZeyKer sahneleri : Öncelikle Kerem’in solo performanslarından beğenemediklerim olduğunu yazayım, for example; Sarhoş sahnesi ve köylü Kerem sahnesi (Arabanın içinde olan). ZeyKer sahnelerinin tamamını, paralel evren sahnelerinde beraber oldukları yerleri çok beğendim olmuş. Şuan 0-12 yaş ergenler gibi bağırmak istiyorum. YağKer mi seriously Kerem demek istiyorum. Yani bu ikilinin arasında öyle bir uyum var ki ister, istemez kapılıyorsunuz. Havuz simetrisinin yapıldığı sahnede o kadar yerli, yeterli buldum ki ikisini de… Köylü rolüyle arabasının içinde beğenmediğim Kerem tam bir şapşik, Hande tam şımarık, zengin kız olmuş. Yani oyunculuk yeteneği bunu gerektirir. Bakmayın böyle eleştiriyorum ama netten medcezir videolarına da bakmışlığım var mesela bunlara şükretmemiz gerek, oyunculuk açısından. Final sahnesi, sahilde oldukları sahneyi de çekim ve oyunculuk açısından çok beğendim. Gene final sahnesinde Hande’nin hastanede Sevim ile olan solo performanslarına bayıldım diyebilirim. Dışında nefrete sahip, kızgın iken içinde sevdiği adamı kaybetmeyi yaşayan birini hissetim bariz. Lakin oyunculuk ile ilgili değil de bu tarz bir senaryonun Lise çağına 2 beden büyük geldiğini düşünüyorum. Yorumlamam bu kadar!!! Yeter artık kendinize gelin!!!
P.S : I love you DeLarge diyor ve biraz daha yatmazsam gözlerimin yanacağını bildiğimden uyuyorum.
imza: Arakiel
Aksel Melis sahnesine neremle güleceğimi cidden bilemedim. O acayip kavga sahnesinden bahsediyorum. Aksel’e giydirilmeye çalışan Amerikan Toff Guy imajı zavallı çocuğu o kadar çükübik yapıyor ki gözümde komik duruma düşürüyor. Sanırım sahne yazarken oyuncunun hangi role uyacağına bakmıyorlar ya da oyuncudan bi haberler. Üzgünüm ama Ozan’dan o rol çıkmaz. Ayrıca git gide sinirlerimi bozan bir tekrar var ki (bu kısmı benim şahsi meselem ama yazmadan edemeyeceğim) “Dayak yerken gerçekleşen Joker’i andıran gülümseme” . Efenim bu gülümseme çeşidi ki dayak yerken haz duyduğunu göstermek adına gerçekleşen bir sahne olmuyor, bu ekipte yapabilecek biri yok, Kerem’de de gördüm zerre etkilenmedim. –Belki de Joker performansı o kadar iyiydi ki onun kadar iyi olmadığında direk eliyorum sahneyi.-
Barış gereksizinin kardeş gibi yazlması!!!!!!! Gocaman bir çarpı, yorumum bu kadar. Barış’a bu yorum bile fazla. Melis’e de gerek yok bence zira Melis karakterini sevmem bu saatten sonra takıntılı biri olarak ancak ve ancak Zeynep bu kızı kardeş mardeş demeden katrana bulayıp yakarsa belki… -Böylede saykoyum, evet.- İ.E ve Y.T oyunculuğuna yorum yapmıyorum, dilerim kırkıncı fırın ekmeği yemeleri uzun sürmez ama mümkünse ben görmeden yesinler.
Neyse yahu asıl konuyu unuttum gittim. Hande ve Kerem performansları.
Zeynep Bora sahneleri: Eğer, hislerimin kurbanı olmuyorsam sadece ZeyKer istediğim için böyle yazmıyorsam kimse kusura bakmasın olmamış. Ama bu sahnelere olmamış dememin nedeni kesinlikle Hande- Kerem elektiriğinin daha yüksek olması yoksa oyunculuk açısından bir problem görmedim. Her zaman iki iyi parçadan iyi bir makine ortaya çıkmayabilir sanırım bunun gibi bir durum. Onun dışında Hande’nin Kerem’e kızıp bağırdığı sahne… Bu sahnedeki halini beğenmedim. Neden mi? Bana yavan geldi. Aşkları o kadar büyük ki Zeynep ne kadar güçlü görünmeye çalışırsa çalışsın içten içe yıkılmış olmalıydı ve Hande bağırırken sanki Zeynep değil de olayı olgunlukla karşılayan Hande bağırıyordu. O final sahnesindeki, o ZeyKer havuz simetrisindeki performansı bulamadım kimse kusura bakmasın. En azından ağlamaklı, gözleri dolu bağırsaydı. (gerçi senaryoda olmadan bunu yapmaya hakkı var mı bilmiyorum.)
ZeyKer sahneleri : Öncelikle Kerem’in solo performanslarından beğenemediklerim olduğunu yazayım, for example; Sarhoş sahnesi ve köylü Kerem sahnesi (Arabanın içinde olan). ZeyKer sahnelerinin tamamını, paralel evren sahnelerinde beraber oldukları yerleri çok beğendim olmuş. Şuan 0-12 yaş ergenler gibi bağırmak istiyorum. YağKer mi seriously Kerem demek istiyorum. Yani bu ikilinin arasında öyle bir uyum var ki ister, istemez kapılıyorsunuz. Havuz simetrisinin yapıldığı sahnede o kadar yerli, yeterli buldum ki ikisini de… Köylü rolüyle arabasının içinde beğenmediğim Kerem tam bir şapşik, Hande tam şımarık, zengin kız olmuş. Yani oyunculuk yeteneği bunu gerektirir. Bakmayın böyle eleştiriyorum ama netten medcezir videolarına da bakmışlığım var mesela bunlara şükretmemiz gerek, oyunculuk açısından. Final sahnesi, sahilde oldukları sahneyi de çekim ve oyunculuk açısından çok beğendim. Gene final sahnesinde Hande’nin hastanede Sevim ile olan solo performanslarına bayıldım diyebilirim. Dışında nefrete sahip, kızgın iken içinde sevdiği adamı kaybetmeyi yaşayan birini hissetim bariz. Lakin oyunculuk ile ilgili değil de bu tarz bir senaryonun Lise çağına 2 beden büyük geldiğini düşünüyorum. Yorumlamam bu kadar!!! Yeter artık kendinize gelin!!!
P.S : I love you DeLarge diyor ve biraz daha yatmazsam gözlerimin yanacağını bildiğimden uyuyorum.
imza: Arakiel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder