Zeynep’in Melis’i Kusmuğunda Boğması
Çok sevgili Gb ailesi çok büyük bir çoğunluğun nefret ettiği gibi kusmuk kraliçesi Melis’ten ben de nefret ediyorum. Bu hikayeyi de Barış’ı dövdürdüğüm hikayemden sonra sıkıntılı bölümlerden gına gelip senariste dalmak isteyen herkes için yazıyorum.Malumunuz Zeynep bu yüzsüz ahtapotu arkadaşı sanmakta bu yüzden kavga etmeleri için ya Kerem’le yatması lazım ya da Baba mevzusunu öğrenmesi lazım. Ben hikayede biraz zaman atlaması yaparak İkinci şıkkı seçiyorum. Melker karaktersiz Cihan yüzünden bitmemiştir. Zeynep ile Kerem hala yasak aşk yaşamaktadır. Tabi Zeynep’in baba mevzunda sadece Melis’i yerle bir ettireceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Demet, Cihan, Jale üçlüsüne kombo yapmadan bırakmam …
(Sıkıcı olmaması adına kısa tutacağım. Zeynep’in evde olmadığını düşündükleri bir günde Eli ZeyKer’de gözü oynaşta fingirdek Demet ile kemoterapinin sadece %5 şans vermesine rağmen nasıl ölmediğini hala anlamadığım şaşı Jale aralarında konuşmaktadır. Zeynep fark edilmeden bu konuşmaya tanıklık edecektir.)
Hastada olsa sağlıklıda olsa suratında garip adet sancısı ifadesini taşıyan Jale Demet’e dönerek; “Daha ne kadar saklamayı düşünüyorsun Zeynep’ten” dedi.
“Neyi ?” (Zira daha 17 yaşında tanıştığı ilk basketçisinin kucağına bebeği verecek zekâya sahip bir hatunun Leb demeden leblebiyi anlama ihtimali yoktu.)
“Zeynep’ten kaç sır saklıyoruz ki?”
“Bilemiyorum sayamadım ki ..”
“Canım Cihan’ın Zeynep’in babası olduğu gerçeğini .”
“Bilmiyorum Melis üzülmesin diye Cihan ile karar aldık. Melis’in kendisinin söylemesini bekliyoruz.”
(Bu sahnede Zeynep’i görürüz. Senelerdir baba hayali
ile yanıp tutuşan zavallı Zeynep gerçeğin kendinden acımasızca saklandığına mı
üzülsün yoksa kendinden başka bir sokakta simitçi Hayri’nin bilmediğine mi
üzülsün bilemez. Çok değil hani olur ya sinirden ağlarsınız işte öyle bir surat
ifadesi ile olaya katılır Zeynep bağırarak. )
Zeynep bütün kızgınlığını sesine yükleyerek, “Anne” dedi. Suratında daha önce olmadığı kadar şaşkın ve korkmuş bir ifade ile “Zeynep, kızım” dedi Demet. (Bu karı bu sahnede zeynep’e üzüldüğünden değil Ay Melis duyar da ileride fingirdiye fingirdiye yatağa attığım Cihan’la birlikte olursam beni anneliğe kabul etmez diye düşünüyor.)
“Sus! Kızım deme bana. Nasıl saklarsın ya nasıl saklarsın babamı benden ?”
“Kızım bak, tadımız kaçmasın istedim. Melis üzülmesin.”
“Sen nasıl annesin ha! Nasıl annesin sen. Senin kızın Melis mi? Ben miyim? Tüh sana sakın kızım deme bana bundan sonra bana .” (Zeynep’ten yediği okkalı tükürükten sonra hala bu kız giderde Melis’i döver ay gitti vallahi Cihan korkusu belirir fingirdek Demet’in yüzünde)
Zeynep tam kapıya hışımla yönelmiş çıkacakken Jale onu geri çağırırmışçasına “Zeynep, dur.” Dedi.
“Sanane be Sanane. Yırtık dondan fırlar gibi ne atlıyorsunn her meselenin içine .” (Zira burada anlıyoruz ki Zeynep Jaleyi hiç sevmemiştir. Giderken Zeyker adına yaptıkları o pastayı da sırf Kerem gibi sexepalitede tavan yapmış çocuğu eve atmak ve Melis sülüğüne seninle çıkar ama pastayı biz yaparız demek için yapmıştır.)
(Kusuruma bakmayın eğlenmek için yazıyorum ama iyice sapıtan karakterlerle böyle dalga geçmek moralimi yerine getiriyor. Bir an önce Melis’ e gelmeye çalışacağım. Uzatmadan bu sahnede Zeynep sinirden delirmiş bir biçimde Cihan’ın Sevim’den direk torpille üstüne yattığı Müdürlük makam odasına gider.)
Zeynep, o yaşta normal bir geç kızın babasına dövecekmiş gibi bağırmanın ne büyük bir lüks olduğunu bilmeden “Sen nasıl yaptın?” diye bağırır Cihan’a.
“Zeynep, ne oluyor? Ne yaptım?”
“Bana bunu nasıl yaptın ha! Babam olduğunu nasıl saklarsın benden?”
“Kızım bak.” (Cihan ‘ın suratında ah ya tam da tangoda kıvama getirmişken gitti demet gibi hatun korkusu belirir bu sahnede.)
“Kızım mı? Nereden kızın oluyorum ben senin? 17 Senedir bilmem kaç haftadır sadece iki kere girdiğin beden dersinden fırsat bulamayıp aramadığın kızın mıyım? ”
“Bak Annen’le biz tang.. Aman yani tam zamanını bekliyorduk. Melis psikolojik sorun adı altında manyaklığını haklı çıkaran Melis kızımız kendini bulduğu damdan atmasın diye..”
“Sus! Sus! Sen ne ahlaksız, Ne iğrenç sen….” (Burada Sen ne bok adamsın diyecekte Aman nasılsa öküz altında buzağı arayan RTÜK denen ne idiğü belirsiz kuruluş bunu da sansürler diyerek susuyor J)
(Evet Çok uzadı farkındayım. Elimden geldiğince mizah katmaya çalışıyorum. Geldik beklediğimiz sahneye Melis’in dayak yediği izlenme rekorları kıracak o anlar :D Şimdi Kerem Melis’ten ayrılamadığı için köşe bucak kaçmaktadır Ahtapot Melis’ten. Fakat Melis bırakır mı ? Okul bahçesinde, erkekler tuvaletinde, gördüğü her yerde 1200 watt gücünde yapışa bilen kolları ile yapışmaktadır Kerem’e. Bir de Seni seviyorum dediğinde Kerem’den “Al şu sağ kolumu da benden uzakta sev” yanıtı aldığı halde hala seni seviyorum diyebilmektedir.)
Kerem okul bahçesinde Melis’ten kaçma çabaları vol bilmem kaçı çekerken aniden Ruhunu titreten hipopotamdan mı yoksa kızdan mı çıktığı belli olmayan sesi duydu. “Kerem, aşkım” dedi Melis. Kerem’den cevap alamadığını gören hiçbir zamanda almayacağını bilen Ahtapot Melis Kerem’in sol koluna yapışıverdi gene.
“Kerem bak aşkım. Sana ne getirdim.”
Zira ne getirdiğini zerre kadar umursamayan Kerem gene cevap vermemişti. Elinde normal şartlar altında narkotik şube polislerinin karaborsada aradığı delil poşeti ile ufak bir tükürük gösterdi Melis.
“Bak aşkım. İlk suratıma tükürmenden kalan anımız.” (Siz Ne sandınız? Melis normal mi ki ? Hediyesi normal olsun.)
Kerem hayatında ilk kez Melis’ten bu denli korkmuştu. Kendisi bugüne kadar “Suratına tükürsem yarabbi şükür diyecek” olayını halk arasında kullanılan abartılı bir deyim sanmasına rağmen canlı örneğini yaşamıştı. Kendisini yaratırken Tanrının malzemesine gurur yerine makyaj malzemesi koyduğunu düşündüğüm Melis suratına “Sen benimsin olum. Seni yatakta Dilan’la bassam Yağmur’u neden çağırmadınız onun başı kel mi derim ” gurursuzluğunda bir ifade yükledi. (Hazır yeri gelmişken İ.E ile al birini vur ötekine diyebileceğimiz düzeyde bir oyunculuk performansı sergileyen Yağmur’un da bu hikayeler de suratında Aksel’le olan buluşmasındaki gibi seviniyor mu yoksa yanağına sinek konmuşta onu mu kovuyor belli olmayan ifadesi ve mimikleri var ama biz iyi oynadığını hayal ediyoruz.)
Koşarak okul bahçesine girerek, “Bırak lan bırak Kerem’in kolunu” dedi. Bir anda Neye uğradığını şaşıran Melis gözlerini Zeynep’e çevirerek, “Ne oluyor Zeynep” dedi.
Zeynep bütün kızgınlığını sesine yükleyerek, “Anne” dedi. Suratında daha önce olmadığı kadar şaşkın ve korkmuş bir ifade ile “Zeynep, kızım” dedi Demet. (Bu karı bu sahnede zeynep’e üzüldüğünden değil Ay Melis duyar da ileride fingirdiye fingirdiye yatağa attığım Cihan’la birlikte olursam beni anneliğe kabul etmez diye düşünüyor.)
“Sus! Kızım deme bana. Nasıl saklarsın ya nasıl saklarsın babamı benden ?”
“Kızım bak, tadımız kaçmasın istedim. Melis üzülmesin.”
“Sen nasıl annesin ha! Nasıl annesin sen. Senin kızın Melis mi? Ben miyim? Tüh sana sakın kızım deme bana bundan sonra bana .” (Zeynep’ten yediği okkalı tükürükten sonra hala bu kız giderde Melis’i döver ay gitti vallahi Cihan korkusu belirir fingirdek Demet’in yüzünde)
Zeynep tam kapıya hışımla yönelmiş çıkacakken Jale onu geri çağırırmışçasına “Zeynep, dur.” Dedi.
“Sanane be Sanane. Yırtık dondan fırlar gibi ne atlıyorsunn her meselenin içine .” (Zira burada anlıyoruz ki Zeynep Jaleyi hiç sevmemiştir. Giderken Zeyker adına yaptıkları o pastayı da sırf Kerem gibi sexepalitede tavan yapmış çocuğu eve atmak ve Melis sülüğüne seninle çıkar ama pastayı biz yaparız demek için yapmıştır.)
(Kusuruma bakmayın eğlenmek için yazıyorum ama iyice sapıtan karakterlerle böyle dalga geçmek moralimi yerine getiriyor. Bir an önce Melis’ e gelmeye çalışacağım. Uzatmadan bu sahnede Zeynep sinirden delirmiş bir biçimde Cihan’ın Sevim’den direk torpille üstüne yattığı Müdürlük makam odasına gider.)
Zeynep, o yaşta normal bir geç kızın babasına dövecekmiş gibi bağırmanın ne büyük bir lüks olduğunu bilmeden “Sen nasıl yaptın?” diye bağırır Cihan’a.
“Zeynep, ne oluyor? Ne yaptım?”
“Bana bunu nasıl yaptın ha! Babam olduğunu nasıl saklarsın benden?”
“Kızım bak.” (Cihan ‘ın suratında ah ya tam da tangoda kıvama getirmişken gitti demet gibi hatun korkusu belirir bu sahnede.)
“Kızım mı? Nereden kızın oluyorum ben senin? 17 Senedir bilmem kaç haftadır sadece iki kere girdiğin beden dersinden fırsat bulamayıp aramadığın kızın mıyım? ”
“Bak Annen’le biz tang.. Aman yani tam zamanını bekliyorduk. Melis psikolojik sorun adı altında manyaklığını haklı çıkaran Melis kızımız kendini bulduğu damdan atmasın diye..”
“Sus! Sus! Sen ne ahlaksız, Ne iğrenç sen….” (Burada Sen ne bok adamsın diyecekte Aman nasılsa öküz altında buzağı arayan RTÜK denen ne idiğü belirsiz kuruluş bunu da sansürler diyerek susuyor J)
(Evet Çok uzadı farkındayım. Elimden geldiğince mizah katmaya çalışıyorum. Geldik beklediğimiz sahneye Melis’in dayak yediği izlenme rekorları kıracak o anlar :D Şimdi Kerem Melis’ten ayrılamadığı için köşe bucak kaçmaktadır Ahtapot Melis’ten. Fakat Melis bırakır mı ? Okul bahçesinde, erkekler tuvaletinde, gördüğü her yerde 1200 watt gücünde yapışa bilen kolları ile yapışmaktadır Kerem’e. Bir de Seni seviyorum dediğinde Kerem’den “Al şu sağ kolumu da benden uzakta sev” yanıtı aldığı halde hala seni seviyorum diyebilmektedir.)
Kerem okul bahçesinde Melis’ten kaçma çabaları vol bilmem kaçı çekerken aniden Ruhunu titreten hipopotamdan mı yoksa kızdan mı çıktığı belli olmayan sesi duydu. “Kerem, aşkım” dedi Melis. Kerem’den cevap alamadığını gören hiçbir zamanda almayacağını bilen Ahtapot Melis Kerem’in sol koluna yapışıverdi gene.
“Kerem bak aşkım. Sana ne getirdim.”
Zira ne getirdiğini zerre kadar umursamayan Kerem gene cevap vermemişti. Elinde normal şartlar altında narkotik şube polislerinin karaborsada aradığı delil poşeti ile ufak bir tükürük gösterdi Melis.
“Bak aşkım. İlk suratıma tükürmenden kalan anımız.” (Siz Ne sandınız? Melis normal mi ki ? Hediyesi normal olsun.)
Kerem hayatında ilk kez Melis’ten bu denli korkmuştu. Kendisi bugüne kadar “Suratına tükürsem yarabbi şükür diyecek” olayını halk arasında kullanılan abartılı bir deyim sanmasına rağmen canlı örneğini yaşamıştı. Kendisini yaratırken Tanrının malzemesine gurur yerine makyaj malzemesi koyduğunu düşündüğüm Melis suratına “Sen benimsin olum. Seni yatakta Dilan’la bassam Yağmur’u neden çağırmadınız onun başı kel mi derim ” gurursuzluğunda bir ifade yükledi. (Hazır yeri gelmişken İ.E ile al birini vur ötekine diyebileceğimiz düzeyde bir oyunculuk performansı sergileyen Yağmur’un da bu hikayeler de suratında Aksel’le olan buluşmasındaki gibi seviniyor mu yoksa yanağına sinek konmuşta onu mu kovuyor belli olmayan ifadesi ve mimikleri var ama biz iyi oynadığını hayal ediyoruz.)
Koşarak okul bahçesine girerek, “Bırak lan bırak Kerem’in kolunu” dedi. Bir anda Neye uğradığını şaşıran Melis gözlerini Zeynep’e çevirerek, “Ne oluyor Zeynep” dedi.
(Herkes şaşkın bu sahnede Barış malıda sahneye giriyor.
Kerem zaten bir saattir kurtulmanın yolunu aradığı Melis’i Kurbanlık dana
anlaşması kabul eder gibi kolunu sallaya sallaya Zeynep’e iteliyor.)
“Bırak sevgilimi diyorum. Her şeyi öğrendim diyorum. Babamı
elimden aldın sevgilime dokunursan o koca burun deliklerinden beynini akıtırım
diyorum.”
“Hiç bişi yapamazsın. Evet biliyordum sakladım. Kerem’le fingirdediğini de biliyorum. Ama benim hepsi benim anlıyor musun ? Kerem’de benim , babam da benim her şey benim. Bana buralarda “Benim o ” Melis derler” (Geçen hikayede Barış’ın yaptığı bihter hakaretinden sonra Melis seviyesine yakışır düzeyde bir cümle kuruyor.)
“Sen şimdi görürsün. Şıllak”
“Yaklaşma !”
“Ne yaparsın yaklaşırsam ha ne yaparsın?”
“Kusarım. ”
“Ne?”
“Kusarım şuracıkta üstüne kusarım” (Zira bizim için ne kadar büyük bir tehdit. Ama zavallı Zeynep yetişkin bir Melis’in bir denemede ardı ardına beş kez kustuğunu bilmediği için pek tınlamıyor.)
Artık daha fazla sabrı kalmayan Zeynep olan gücü ile Melis’in üstüne atladı. Bir sporcuya yakışırsın biçimce süzülerek Melis’in midesine attığı o ileriye toplu 3.5 salto muhteşem tekme Melis’in tehtidini gerçek kılmış sanki yediklerini değil de gözlerini kusuyormuşçasına beleren bakışlarla oracığa kusturmuştu. Kerem Zeynep’in bu hırçın halinden o kadar mutluydu ki suratına biz kızların eriyip bittiği o yamuk gülüşünden kondurdu. Zeynep sinirini alamadığını için Melis’in saçlarına yapıştı. Ne var ki Melis’in saçları kemoterapiden önce dökülüp kemoterapiden sonra dökülmeyen Jalenin GDO’lu saçları gibi anında elinde kalmıştı. (Eee tabi düzleştircem diye saat başı maşa yı yapıştırsan saç mı kalır? Çoktan pamuk ipliğine dönmüştür o saçlar)
Zeynep, İsviçreli bilim adamlarının anlam veremediği kalınlıktaki kolunu kıvırarak Melis’in kafasının kendi kusmuğuna soktu. Tam Bu sırada kırk yılın başı gerçekleşen bu kız kavgasını kimse ayırmazken yırtık dondan fırlama rekorunu elinde bulunduran Barış kavgayı ayırmak için koçmaya başladı. Durumu fark eden Kerem, suratında sahilde sevgilisine koşan bir genç kız ifadesi barındıran Barış’ı fark ederek okkalı bir çelme taktı. Victoria secrect mankenlerini kıskandıran zarif ve sıfır beden vücudu ile hayattaki en değerli varlığı saçlarını birden Melis’in kusmuğunda buldu. (Bu çocuğu dövdürmek başka bir zevk J )
(Kerem Kolundan tutup Zeynep’i kolunun altına çeker. Bütün okul şoktadır.Tencere- Kapak ikilisi olan MelBar kusmukta yatarken sarılarak okuldan çıkarlar)
“Zeynep.”
“Ne var? Kerem, sinirliyim.”
“Tamam kızma. Sana da iki romantik bişi söylenmiyor yani”
“söyle hadi.”
“Sen bana göre Gölyazı elması olabilirsin ama Tanrıya göre Melis’i tekmeleyen bir ninjasın güzelim.”
(:D)
Neyse bir rahatlama seansının daha sonuna geldik. Umarım bendeki etkiyi sevgili GB ailemde de yapar. Fırsat bulursam bir dahaki sefere 4 GB fanı ile bir gece geçirmek zorunda kalan Kerem Sayer hikayesi yazmayı deneyeceğim . Şimdilik zor görünüyor ama kısmet J yazr Atarlı_Kerem
https://twitter.com/Atarli_kerem
“Hiç bişi yapamazsın. Evet biliyordum sakladım. Kerem’le fingirdediğini de biliyorum. Ama benim hepsi benim anlıyor musun ? Kerem’de benim , babam da benim her şey benim. Bana buralarda “Benim o ” Melis derler” (Geçen hikayede Barış’ın yaptığı bihter hakaretinden sonra Melis seviyesine yakışır düzeyde bir cümle kuruyor.)
“Sen şimdi görürsün. Şıllak”
“Yaklaşma !”
“Ne yaparsın yaklaşırsam ha ne yaparsın?”
“Kusarım. ”
“Ne?”
“Kusarım şuracıkta üstüne kusarım” (Zira bizim için ne kadar büyük bir tehdit. Ama zavallı Zeynep yetişkin bir Melis’in bir denemede ardı ardına beş kez kustuğunu bilmediği için pek tınlamıyor.)
Artık daha fazla sabrı kalmayan Zeynep olan gücü ile Melis’in üstüne atladı. Bir sporcuya yakışırsın biçimce süzülerek Melis’in midesine attığı o ileriye toplu 3.5 salto muhteşem tekme Melis’in tehtidini gerçek kılmış sanki yediklerini değil de gözlerini kusuyormuşçasına beleren bakışlarla oracığa kusturmuştu. Kerem Zeynep’in bu hırçın halinden o kadar mutluydu ki suratına biz kızların eriyip bittiği o yamuk gülüşünden kondurdu. Zeynep sinirini alamadığını için Melis’in saçlarına yapıştı. Ne var ki Melis’in saçları kemoterapiden önce dökülüp kemoterapiden sonra dökülmeyen Jalenin GDO’lu saçları gibi anında elinde kalmıştı. (Eee tabi düzleştircem diye saat başı maşa yı yapıştırsan saç mı kalır? Çoktan pamuk ipliğine dönmüştür o saçlar)
Zeynep, İsviçreli bilim adamlarının anlam veremediği kalınlıktaki kolunu kıvırarak Melis’in kafasının kendi kusmuğuna soktu. Tam Bu sırada kırk yılın başı gerçekleşen bu kız kavgasını kimse ayırmazken yırtık dondan fırlama rekorunu elinde bulunduran Barış kavgayı ayırmak için koçmaya başladı. Durumu fark eden Kerem, suratında sahilde sevgilisine koşan bir genç kız ifadesi barındıran Barış’ı fark ederek okkalı bir çelme taktı. Victoria secrect mankenlerini kıskandıran zarif ve sıfır beden vücudu ile hayattaki en değerli varlığı saçlarını birden Melis’in kusmuğunda buldu. (Bu çocuğu dövdürmek başka bir zevk J )
(Kerem Kolundan tutup Zeynep’i kolunun altına çeker. Bütün okul şoktadır.Tencere- Kapak ikilisi olan MelBar kusmukta yatarken sarılarak okuldan çıkarlar)
“Zeynep.”
“Ne var? Kerem, sinirliyim.”
“Tamam kızma. Sana da iki romantik bişi söylenmiyor yani”
“söyle hadi.”
“Sen bana göre Gölyazı elması olabilirsin ama Tanrıya göre Melis’i tekmeleyen bir ninjasın güzelim.”
(:D)
Neyse bir rahatlama seansının daha sonuna geldik. Umarım bendeki etkiyi sevgili GB ailemde de yapar. Fırsat bulursam bir dahaki sefere 4 GB fanı ile bir gece geçirmek zorunda kalan Kerem Sayer hikayesi yazmayı deneyeceğim . Şimdilik zor görünüyor ama kısmet J yazr Atarlı_Kerem
https://twitter.com/Atarli_kerem
merhabalar,sizin sayfanızı bir fan sayfasını rt yapmasıyla gördüm ve yazdığınız hikayeleri bir çırpıda okudum.
YanıtlaSilyemin ediyorum harikasın, hele pamuk prenses hikayesinde cihan karakterini nasıl yazmışsın öyle okurken kahkaha attım ağlayacaktım neredeyse gülmekten :D
bence sen hikaye yazmaya devam et derim,okurken acayip gülüyorum :)))
yazacağın yeni hikayelerinide merakla bekliyorum,şimdiden kolay gelsin :)
(gb fanı buse)
Kül Kedisi :D fırsat buldukça yazıyorum.. İlk kez yorum aldım çok teşekkür ederim.. beğenmenize en çok gülmenize çok sevindim...
SilGülmekten ağladığım gerçeği bu olsa gerek.kırıldm gülmekten resmen...
YanıtlaSilÇok teşekkürler...
YanıtlaSil